DEVA Partisi Kültür Sanat Politikaları Başkanlığı olarak sürdürdüğümüz çalışmaların ortaya koymaktadır ki;
“Çılgın Proje” olarak servis edilen ve başta yaratacağı çevresel yıkım olmak üzere birçok açıdan bölgeyi ve ülkemizi sıkıntıya sürükleyecek KANAL İSTANBUL PROJESİ, bir kültür ve turizm katliamı olarak da tarihe geçecek sorunlara neden olmak üzeredir.
Proje, Kültürel miras üzerinde yok edici etkiler yaratacaktır: Çevresel Etki Değerlendirme Raporuna göre, birçok arkeolojik alan, planın uygulanmasından yüksek derecede etkilenecektir. Planlama alanında iki antik şehir, doğal ve arkeolojik sit alanları kaybedilecektir.
1. Plânlarda dikkate alınmayan; doğal ve arkeolojik sit alanları ile ulaşım ağları bulunmaktadır
Revizyon Plânlarda, proje inşaat ve etki koridoru içerisinde bulunan doğal ve tescilli arkeolojik alanlar dikkate alınmamıştır. Plân alanında;
- Küçükçekmece İç Dış Kumsal Arkeolojik ve Doğal Sit Alanı (Avcılar Küçükçekmece)
- Küçükçekmece Gölü ve Çevresi 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanları (Avcılar-Başakşehir)
- Resneli Çiftliği Arkeolojik ve Tarihi Sit Alanı (Başakşehir)
- Filiboz Viranlığı 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı (Arnavutköy)
- Spradon 1. ve 3. Derece Arkeolojik Sit Alanları (Avcılar)
- Region 1. ve 2. Derece Arkeolojik Sit Alanları (Küçükçekmece)
- Yarımburgaz Mağarası 1. Derece Arkeolojik Sit Alanı (Başakşehir)
bulunmaktadır. Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği’ne göre, doğal ve tarihi sitler plân yapılırken gözetilmek durumundadır. 2863 SAYILI KÜLTÜR VARLIKLARININ KORUMA KANUNU KAPSAMINDA KORUMA ALTINDAKİ BU YERLER REZERV ALANI İÇİNDEDİR.
2. Alanın Tarihçesi: Alt Paleolitik Çağ’dan; Cumhuriyet Tarihi’ne kadar oluşacak kayıp zinciri
Yarımburgaz Mağarası, Alt Paleolitik Çağ’a ait buluntuları barındıran Antalya Karain mağarası ile birlikte insanlık tarihi için kilit öneme sahip miras alanı[1] olması nedeniyle buluntuları taşıma önerisi 700 metreye ulaşan mağara galerileri düşünüldüğünde imkânsızdır. Bugüne kadar değerlendirilmeye alınmayan mağara gerekli çalışmalar ile dünya turizmine açılacak çok kıymetli doğal, tarihi ve turistik değerlere sahiptir. KANAL İSTANBUL PROJESİ ile bu sürdürülebilir potansiyel ekonomik gelir halkın elinden almak üzeredir.
Bathonea Antik Kenti, Filiboz Antik Kenti[2], Roma köprüleri, Osmanlı Eserleri ve Halkalı Erken Cumhuriyet Endüstri Yapıları ve demiryolu yapılarının tamamı bölgenin etki alanı içerisinde kalacak; tarih, kültür ve yükselen bir değer olarak endüstriyel turizm için kullanılabilecek bu bölgeyi sonsuza dek kaybetmemize neden olacaktır.
3. Kanal İstanbul Projesi’nin beraberinde getireceği kültürel mirasımızı koruma sorunları
Anayasamızın 63. maddesi uyarınca: “Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır” hükmü düzenlenmektedir. Korumacılığın modern ilkelerinden yerinde koruma ilkesine açıkça karşı olan KANAL İSTANBUL PROJESİ, etki alanındaki taşınabilir eserler bağlamından kopacak ve zarar görecektir. Taşınamayacak miraslar ise sonsuza dek yitirilecektir.
Ülkemizin taraf devlet olarak yer aldığı “2014 tarihli ICOMOS Floransa Bildirgesi’ne” göre: Miras ve peyzaj alanları insani değerler olarak önem taşımakta olup “barışçıl ve demokratik toplumları desteklemek” misyonunu içerir. Kanal İstanbul Projesi’nin peyzaj ve miras bütünlüğünü bozma niteliği barındırması nedeniyle ilgili alanın korunmasına karşı bir tehdit oluşturmaktadır. Buna ek olarak, değil Kanal İstanbul’un inşası, bu alanın korunması için hali hazırda risk oluşturan çarpık kentleşmeye engel olunmalı ve söz konusu miras alanları bir çevre düzenleme projesi ile koruma altına alınmalıdır.
4. Kanal İstanbul Projesi’nin kültürel miraslarımıza yıkıcı etkisi
Her ne kadar Bathonea Antik kentinin projeden etkilenmeyeceği proje kapsamında ifade edilse de; Avcılar bölgesinin ve Bathonea antik Kenti yapılarının zemin özellikleri göz önüne alındığında Küçükçekmece Gölü’nün tabanında kanal için yapılacak olan hafriyat çalışması (5-6 m arasında olan göl taban kotu 20 m’ye kadar kazım çalışması gerçekleştirileceği öngörülmektedir) veya olası bir İstanbul depremi alanın denize doğru kayarak yok olmasına sebep olacaktır. Üstelik bu durum bilim insanlarımız tarafından zemin çalışmaları ile saptanmış durumdadır.
Avcılar Küçükçekmece Gölü Çevresi kültürel peyzaj alanı niteliği taşımaktadır. Alan içerisinde bulunan Filiboz Viranlığı II. derece arkeolojik sit alanı, Resneli Çiftliği II. derece arkeolojik sit alanı, Yarımburgaz Mağaraları I. derece sit alanı, Küçükçekmece Gölü ve çevresi I. ve III. arkeolojik sit alanlarını tamamen kapsayan Küçükçekmece Merkez III. derece arkeolojik sit alanı, Rhegion Antik Kenti I. ve II. derece arkeolojik sit alanları, Spradon Antik Kenti I. ve III. derece sit alanlarını kısmen kapsayan kültürel miras öğeleri 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu altında tekil bir karar altında korumaya alınmıştır.[3] Bu karar ışığında Kanal İstanbul’un Küçükçekmece Gölü (Lagün) ve çevresini kapsayan doğal ve kültür miras öğelerinin bütünlüğünü bozduğu sonucu ortaya çıkmaktadır.
Aynı şekilde, Küçükçekmece Gölü’nün hemen kuzeyinden geçen demiryolu güzergahında da değişlik meydana gelecektir. Bu değişiklik ile Cumhuriyet Dönemi Endüstri Miras örnekleri tehlike altına girecek, hatta yükselen bir değer olan endüstriyel turizm konusunda Cumhuriyet tarihimizin sanayi miraslarını ekonomik bir kültürel değer olarak kullanmak mümkünken onları işlevsiz hale getirecektir.
“Bütünüyle Kanal İstanbul Projesi, alenen anayasamızın 63. Maddesini ihlâl niteliği taşımakla birlikte bizlere ait olan kültür miraslarımızı izinsiz ve hesapsızca yok etmeye kalkışmaktır. DEVA Partisi Kültür ve Sanat Politikaları Başkanlığı olarak paleotik çağdan günümüze coğrafyamızın ve tarihimizin eşsiz birer değeri olan kültürel, doğal ve tarihi miraslarımızın bu insafsız projeye kurban edilmesine kat’i surette karşı çıkıyoruz. Söz konusu alan ve listelenen eserler yalnız Kanal İstanbul Projesi’nden değil, çarpık kentleşme başta olmak üzere ‘korumacılık’ değerleriyle uyuşmayan hiçbir muameleden sakınılmalı, gerekli bakım ve restorasyonlar ile kazanılarak halkımıza ve dünyaya açılmalıdır. Başta doğru şekilde korunmasına özen gösterilerek turistik bir ekonomik girdi niteliğinde ülke ekonomisine büyük ve sürdürülebilir katkıları sağlanmalıdır.”
M. Helün Fırat
DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı
Kültür ve Sanat Politikaları Başkanı
[1] (Sagona A. ve Zimansky P., 2009, s. 13)
[2] (Hellenistik, Erken ve Geç Bizans)
[3] 1355 No’lu 29.05.2015 tarihli Kültür ve Turizm Bakanlığı İstanbul I Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Kararı.